0533 620 21 63 0532 509 66 32 0242 247 45 44
Çocuk, Ergen ve Yetişkin Psikiyatri
Psikoterapist Aile Danışmanı

Yazılar » ÇOCUK VE TELEVİZYON

Televizyon izlemeyi seviyoruz. İşimiz olmadığında, canımız sıkıldığında, oyalanmak, eğlenmek vb. bir sürü nedenle televizyon izlemeyi seviyoruz. Sabah kalkar kalmaz televizyon açılır; okula gidene kadar kumanda çocukların, sonra annelerin akşam yine çocukların ve sonra babaların elindedir. İyimser bir tahminle yetişkinlerin, günde en az 2-3 saatini televizyon karşısında geçirmekte olduğu belirtilmektedir. Bu oran gençler ve çocuklarda daha da artmaktadır. Televizyon, bilgisayar çocuklar için artık bakıcı, ya da oyun arkadaşı konumundadır. Televizyon izlenme oranları %90 lar da iken kitap okuma oranları %5 ler de kalmaktadır.

Televizyona baktığımızda çocuklar ve erişkinler aynı şeyi görmüyorlar.

Çocuklar da zihinsel gelişime bağlı olarak televizyonun etkileri yaşa göre değişiklik göstermektedir.

0-3yaş

Duyum ve hareket gelişim dönemidir. Çocuğun zihinsel, ruhsal, bedensel ve sosyal gelişiminin temelinin atıldığı çok önemli bir dönemdir. Yeni doğan bir bebekte sağlıklı gelişim için bazı beyin hücrelerinin budanması bazılarının ise artması gereklidir. Bu hücrelerdeki budanma ve artmada çevresel faktörler çok önemlidir. Bu dönemin sağlıklı gelişmesi için çocuğun sağlıklı doğması yetmez, sağlıklı çevre de zorunludur. Bu dönemde meydana gelebilecek bir aksama, gelişimin ileriki evrelerinde onarılması zor zararlar meydana getirmektedir. Bebeğin duyum ve hareketlerinin sağlıklı gelişmesi için, bebekle aktif şekilde ilgilenmek gereklidir. Onunla konuşmak, ona sarılmak, onunla göz göze gelmek, kucaklamak sallamak, öpmek, koklamak yani annelerimizin yaptıklarını yapmamız gerekmektedir. Bizim bu aktif ilgimiz çocuk da birtakım tepkiler oluşturarak, karşılıklı iletişime döner. Biz güldüğümüzde çocuk da güler, hoşlandığını belirtir sesler çıkarır. Bu tepkilerde bizim hoşumuza gider. Bebeklerin ilgisini en çok insan yüzü çeker.

Ne kadar ses görüntü olursa olsun televizyon karşısında olan bir bebek kendi tepkilerine cevap alamaz. Bebeğin normal gelişmesi, yeterli uyaranın olmaması ve televizyon yüzünden ciddi olarak zedelenmektedir. Anneler televizyonun bebeklerini bu kadar olumsuz etkilediğini bilmemekte ve televizyonu bakıcı olarak kullanmaktadırlar.

Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik, seslenince bakmama, göz kontağı kurmama, insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik, onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme, kendi halinde olmaya çalışma, kendi etrafında dönme, sallanma, aşırı derecede cansız nesneler ile ilgilenme, konuşmama, cümle kurmama, iletişim sorunları görülmektedir. Sağlıklı uyaranın az ve televizyonun çok fazla izletildiği bebeklerde otistik belirtilerin varlığı dikkati çekmektedir.

4-7 yaş arası çocuklar

4-7 arasında düşünce ilk bakışta görünen şeye yani görünüşe bağımlıdır. Düşüncenin birleştirici yapısından ötürü aynı görüş alanı içinde olan ve aynı anda fark ettiği nesneleri birlikte algılar.

4-9 yaş arası çocuklar televizyondaki karakterlerle fazlaca özdeşim kurarlar, yani beğendiği karakterler gibi hisseder ve onun gibi davranmaya çalışırlar. Sevdiği kahraman gibi uçmaya çalışan çocuklar vardır. Çocuklarda deneyimler ve yaşamın gerçekleri televizyon tarafından elde edilmektedir, bu da çarpık algılamalara neden olmaktadır. 0-3 yaş grubun da olduğu gibi çocuğun gelişimi bu dönemde de çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. Yine bu dönemdeki olumsuz etkilenmeler kalıcı olabilmektedir. Çok televizyon izlemeye bağlı olarak çocuklarda görsel ve işitsel aşırı uyarılma olurken, hissetmek-tatmak-hareket etmek gibi uyaranların miktarı çok azalmaktadır. Bu dönemde çok televizyon izlemeye bağlı olarak dil, motor, sosyal gelişiminde gecikmeler görülebilmektedir. Özellikle bu dönemde soyut düşüncenin gelişmemesine bağlı olarak fantastik programlar çocuğu olumsuz etkileyebilir.

7-12 yaş arası çocuklar

Soyut düşünme başlamıştır. Zekâ artık esneklik kazanmıştır. Bu yaş grubu iyi yönlendirildiğinde televizyonun eğitici yönlerinden daha çok faydalanabilirler. Zararları ise çok televizyon izlemeye bağlı akademik başarıda düşme, yaşıtlarıyla ilişkilerinin zayıf olması ve durumun kısır döngü oluşturmasıdır.

Çocuklarda çok televizyon izlemenin oluşturduğu bozukluklar

» 0-3yaş arasında çocuğun zihinsel, ruhsal, fiziksel ve sosyal gelişiminin tüm aşamalarında sapmalar, gecikmeler.
» Konuşma gecikmesi, sözel olarak kendini ifade etmede zorluk.
» Konsantrasyon ve dikkat sorunları, Buna bağlı olarak akademik başarıda düşme, yoğunlaşma gerektiren kitap okuma alışkanlığını kazanamama. Akademik başarıda düşme.
» Uyku sorunları, Geç yatma, şiddet içerikli programlar nedeniyle uykuya dalma güçlük, kâbus görme.
» Şiddete eğilimli olmalar, Yapılan araştırmalarda, televizyon seyreden çocukların seyretmeyenlere oranla daha saldırgan davranışlar gösterdiği tespit edilmiştir. Şiddet programı seyretmek çocuklarda gerginlik, endişeye neden olur.
» Gerçekçi hedeflerden sapma, gerçeği değerlendirmede çarpıklıklar.
» Emek harcamadan hemen meşhur olma, çaba harcamadan para kazanma, Sihirli programlar çarpık algılamayı kolaylaştırıyor.
» Yanlış rol modelleri, Çocuklar ‘Memati’ olmak istiyor.
» Aile ilişkileri ve sosyal uyumda zorluklar, Televizyon aile içi iletişimde bozulmalara neden olmaktadır. Çünkü kimsenin kimseyle ne konuşmaya ne de dinlemeye zamanı olmamaktadır. Televizyon çizgi filmleri, haberleri, diziler ile ailenin bir arada olduğu zamanı tamamen doldurmaktadır. Anne babalar genellikte bu durumun farkında olmakla birlikte, kendileri de bağımlı olduklarından dolayı çıkmaza girmektedirler.
» Sürekli televizyon karşısında hareketsiz oturma ve atıştırma şişmanlık, kalp ve şeker hastalığına zemin hazırlamaktadır.
» Diğer hobilere ilgi azalması olmaktadır.

Bağımlılık

Televizyon bağımlılığı diye bir bozukluk var mıdır? Bağımlılığın tarifini yapsak bu soruya cevap verebiliriz.

Bağımlılık; başlangıçta kişi herhangi bir maddeyi ya da şeyi isteyerek alır-yapar ve bundan keyif alır, zamanla keyif almak için daha fazlasını almaya-yapmaya gerek duyar. Kişi zamanının çoğunu bu şey için harcar ve bu şey her şeyden öncelikli hale gelir. Akademik-iş başarsında düşme, aile sosyal yaşantısında bozulma görülür. Kişi maddeyi almadığında- şeyi yapmadığında gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk hisseder. Aklı devamlı madde-şeyle ilgilidir. Bırakmak ister ama çabaları boşa çıkar.

Kesinlikle televizyon bağımlılık yapar. 10 gün televizyonunuzu kapatabilir misiniz? Eğer bunu başardıysanız o dönemde kendinizi nasıl hissettiniz? Bu soruların cevabı size bağımlı olup olmadığınız konusunda ipucu verecektir.

Reklâmlar

Reklâmlar başlangıçta yarattığı coşku ile dikkati çeker ve sık sık tekrarlayarak farkında olmadan o nesneye karşı olumlu bir tepki oluşturmamızı sağlar. Farkında olmadan beynimizde seçim gerçekleşmiştir.

Çocuklar aile harcamalarında genellikle söz sahibidir. Yani reklamlar çocukları, çocuklar da ebeveynlerini etkiler.

Televizyonun çocuk üzerindeki yararlı etkileri

Televizyonun çocuk üzerinde genel olarak zararlı etkilerinden bahsedilse de, yararlı etkilerinin olduğu da bir gerçektir. Okul dönemi çocuklarda bilgi edinme, değişik yaşantılar deneyimle vb.

Ne yapmalı

Öncelikle dürüst olarak televizyon konusunda kendi ve çocuklarımızın tutumlarının tam bir tespitini yapmak gerekmektedir.

Evdeki televizyon sayısını bire indirmek.

Çocuk odasında, yemek odasında ve evin en çok kullanılan odasında televizyonun olmaması.

Haftada bir gün hiç televizyon izlememek.

İzleyeceğimiz programları önceden tespit edip sadece o zamanlarda televizyonu açıp sonra kapatmak.

Başka bir işle uğraşırken fonda televizyon yerine radyo, kasetçalar vs. dinlemeyi tercih edin.

Çocuklarımız televizyon izlerken yanında olup gerekli açıklamalarda bulunmak, konuşmak, bilgileri vermek,

Çocukların 1–2 saatten fazla televizyon izlemelerine izin vermemek.



Kaynaklar: Çocuk ve Reklam Jean-Noel Kapferer, Medyada Şiddet efsanesi David Tre